Adıyla, Şanıyla Benim Köyüm Tasdegirmen
  Aşıklık Geleneği (yeni)
 
Aşıklık Geleneği
AŞIK ŞENLİK



Aşık Şenlik(1850-1913):
Çıldır denilince akla gelen ilk isimlerden biridir Aşık Şenlik.İşgal günlerinde halka moral veren, hiç kimseden çekinmeden sözününü söyleyen ve ondan sonra gelen bütün aşıkların üstadı büyük ozan...
Asıl adı Hasan'dır.Karapapak oymağından olup Çıldır'ın Suhara(Yakınsu,Aşık Şenlik) kasabasında doğmuştur.Babası Molla Kadir ağa, annesi Zeliha hanımdır. Aşık Şenlik kendi köyünden iki evlilik yapmıştır. 1. Eşi Abdullah kızı Mürvet hanımdır. Mürvet hanımdan iki çocuğu olmuştur. (Memedo ve Hanife) 2. eşi Asker kızı Huridir. Huri hanımdanda üç çocuğu olmuştur. (Kasım, Namaz (namazo) ve Halay'dır.) Şenlik, 14 yaşında kuş avcılığı yaparken dere boyunda uyuya kalmış, düşünde aşk badesini içmiş. Rüyasında kendisine Arapça öğretilmiştir.Kendisini uyandırmaya gelenlere şiirle karşılık verice köyün imamına götürmüşler o da buna hak badesi içirildiğini söylemiştir.19 yaşında dönemin önde gelen aşıklarından olan Aşık Nuri'den saz dersleri almıştır.Kars, Ahıska, Borçalı, Tiflis, Gürü ve Revan'ı , dolaşmış, çağının birçok aşığıyla karşılaşmalar yapmıştır.
Karapapak ağzını iyi biçimde kullanan aşığın eserlerinde özellikle İslami etkilere ve Allah sevgisine sıkça rastlanır.Ayrıca aşk, doğal güzellikler,yiğitlik,esaret,yaşam-ölüm gibi temalara da değinmiştir.Yaşanan olaylardan esinlenerek duzenledigi Latifşah, Sevdakar, Salman Bey hikayeleri halk türkülerinin tüm özelliklerini taşımaktadırlar.
Şenlik çağı, halk ozanları bakımından geniş ve güçlü bir çağdır. Ozanımız bu ozanlardan Feryadi, Mazlumi, Sümmani, Aşık Abbas ve İzani ile karşılaşmıştır. Sümmani, ile bütün hayatları boyunca bir kardeş gibi yaşamışlardır. Söylentiye göre bir karşılaşmalarında uzun boylu çaba sarf edip, yorulunca Şenlik'in annesi içeri girerek her ikisine de kardeşsiniz anlamına gelmesi için göğüslerini göstermiş ve ozanları ayırmıştır."
Dil olarak ağdalı bir dil kullandığı görülse de, çağının ozanlarında genel olarak görülen bu durum, salt Şenlik için eleştiri konusu edilebilecek bir özellik değildir.
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının olduğu dönemde Şenlik kahramanlık destanlarıyla, koçaklamalarıyla yöredeki milis kuvvetlerin direnç kaynağı olmuştur.
Kars'ın Ermenilerle dolu olduğu günlerde, Çıldır'dan Kars'a gelen Aşık Şenlik, durumun kötü olmasından, geri döner. Dönerken yolda arkasında süvarileriyle, bir Rus Generali rastlar. Kendisinden vaziyet hakkında ve Rus Çarlığını mı, yoksa Osmanlıların yanında mı yer alacağını soran Rus generaline şu yanıtı verir:

Hulusi gabilden bilsen fikrimi

Men Allah'tan Al'osmanı isterem.
Merhamet sahibi ol rahmi gani
Nesli mürsel hökmü hanı isterem.

Süleyman mülkünde bergarar duran
Muhammet vekili makamı nuran
Hıfsının ezberi ayeti Kur'an
Selavatl, o Sulfanım isterem.

Al'osman şahım var şahlar serveri
Dilinde salavat zikri ezberi

Kaftan kafa zirü zeminden beri
Hükmetmağa bir tek onu isterem.

Emri Hak yedinden çekilip kalem

Var imiş ettiğim yetişti belam

Mülkünde saltanat hükmünde alem

Divanında Şevket Şam isterem.

Gam günlü Şenlik'in gönlünün şadı

Çıkmaz hatırımdan Al'osman adı,

Gidipti dünyanın lezzeti tadı

Mahşer günü bir mekanı isterem.
Bunu dinleyen Çarlık Rusyası nın generali bu büyük ozanımızı kutlayarak "Eğer Çarlık Rusyasını istiyorum deseydin, hemen boynunu vurduracaktım. Tam dinine sadıkmışsın." diyerek, yirmi beş lira da mükafat verir. Zamanın tanınmış bir çok aşıklarıyla karşılaşmalarda bulunan Şenlik, istilacılarla mücadele veren en güçlü aşık olarak bilinir.
1913 yılında, Revan'da hanlar arasında yapılan bir düğünde, toy babası seçimi için bilinmedik bir hikaye yarışı başlar. "Latif Şah" hikayesi Revan'lı Bala Mehmet tarafından, okununca, aldığı birincilikle, başını belaya sokar. Toy babası seçimini kazanan Bala Mehmet, bazı hanlar tarafından sıkıştırılarak, hikayenin ustasının gelmemesi halinde başının vurulacağını belirtirler. Hanların baskısı üzerine Şenlik'e gelen aşık, onu da alıp, Revan'a giderler. Oradaki aşıklar Şenlik'in atışmalarda yendiği, bağladığı kişiler olup, Aşık Şenlik'e kin besleyenlerdir. Revan'da yapılan atışmalarda da yenilirler. Zaten kinli olana bu aşıklar, Şenlik'e bir tuzak kurarak, yemeğine zehir katarlar. Hastalanan Aşık Şenlik, trenle Arpaçay'a kadar gelir, Dilaver köyünde iyice has¬talanır ve ölür. Cenazesi Akbaba'nın Hozu köyüne ve oradan Çıldır'ın Suhara köyüne getirilir. Mezarı buradadır.

93 KOÇAKLAMASI


Ehli İslam olan işitsin bilsin
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana
İsterse Uruset neki var gelsin
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

Guşananın gılıcı geyinin donu
Gavga bulutları sardı her yanI
Doğdu goç yiğidin şan alma günü
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

Asker olan bölüh bölüh bölünür
Sandınız mı Gars galası alınır
Boz atlar üstünde gılıç çalınır
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

Kavga günü namert sapa yer arar
Erolan göksünü düşmana gerer
Cemi ervah biznen meydana girer
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

Beni Asfer'dir bilin Urus'un aslı
Orman yabanisi balıhçı nesli
Hınzır sürüsüne dalıp gurt misli
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

Hele Alosman'n görmemiş zorun
Din gayreti olan tedarik görün
At tepip baş kesin düşmanı kırın
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

Şenlik ne durursuz atları minin
Sıyra gılıç düşman üstüne dönün
Artacahtır şanı bu Alosman'n
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

AŞIK ŞENLİK
 
Çıldır'da Aşıklık geleneği günümüzde de tüm sıcaklığını ve tazeliğini korumaktadır.
Günümüzde Düğün ve Şenliklerin vazgeçilmez unsurlarıdır aşıklar. Her Çıldır'lı az veya çok Aşıkları ve onların Türkülerini mutlaka bilir. Bunda Çıldır'lı Aşık Şenlik'in payı oldukça büyüktür.
Günümüzde ise rahmetli Murat Çobanoğlu, Şeref Taşlıova, Maksut Feryadi, Mürsel Sinan, Yener Yılmazoğlu gibi aşıklar bu geleneği başarıya sürdürmektedirler.
Geçmişten Günümüze aşıklarımız ve onların Türküleri ile ilgili detaylı bilgileri vermeye çalışacağız.
 

Aşık Şenlik

Ehl-i islam olan işitsin bilsin,
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana
İsterse Uruset ne ki var gelsin
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana.
Guşanın kılıcı geyinin donu
Gavga bulutları sardı her yanı
Dağda goç yiğidin şan alma günü
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana
Gavga günü namert sapa yer arar
Er olan göğsünü düşmana gerer
Cemi ervah bizden meydana girer
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana
Asker olan bölük bölük bölünür
Sandınız mı Kars kalası galınır
Boz atlar üstünde gılıç çalınır
Can sağ iken yurt vermeniz

Hele Alosrnan''ın görmemiş zorun
Din gayreti olan tedarik görün
Al tepip baş kesin Kazak''ı kırın
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana
Benesferdir bilin Urus''un aslı
Orman yabanisi balıkçı nesli
Nınzır sürüsüne dalıp kurt misli
Can sağ iken yurt vermeniz düşmana


Murat Çobanoğlu

İnsan dedikleri duvara benzer
Hele suvakları dökülsünde gör
Gördüğün her güzele aldanma
Saç ağarsın beli bükülsünde gör
Kara toprak insanları yoğurur
Vedası geleni bir bir çağırır
Arkası kuvvetli fazla bağırır
Dostları yanından çekilsin de gör
Demek ki dünyada olur dermanın
Birgün uyanırsın geçmiş zamanın
Bazı insan der ki ben bir aslanım
Ezrayıl peşine dakılsın da gör
Çobanoğlu kulak versen sözüne
Yazılanlar mutlak gelir yüzüne
Evde bile karı bakmaz yüzüne
Hele sırtın yere yıkılsında gör


Şeref Taşlıova

Arzu iplik sevgi nakış
Ördükçe güzel görünür
Gönül gözü ile bakış
Gördükçe güzel görünür.

Zaman ince esen yeldir
Hayat ağaç günler daldır
Mutluluk uzunca yoldur
Vardıkça güzel görünür

Tatlı söz dil arasında
Diken var gül arasında
Hatıra yıl arasında
Durdukça güzel görünür

İnsanı yaşatan hava
Tatlı sözdür derde deva
Herkes hayalinde yuva
Kurdukça güzel görünür

Şeref der ki başka yandan
Kervanım ayrıldı handan
Seven sevdiğini candan
Sardıkça güzel görünür

 

AH ÇEKİP ALEME EYLEDİM FERYAD
Ah çekip aleme eyledim feryad
İlaç olur bu efkara deyen yoh
Neçe kimselerden diledim imdat
Mevlam gılsın derde çare diyen yoh

Şan şan oluf sızlar sinemde dağlar
Ne tabipler sarar ne carrah bağlar
Eflatun el çekif Loğman gan ağlar
Merhem sever böyle yare diyen yoh


Şenlik der dünyada gülmedim heç men
Usandım canımnan olmuşam peşman
Ne yaran ne yoldaş ne dosy ne düşman
Hayıf oldu bahdı gara diyen yo
ALDI ŞENLİK BABA
Ey gölül gel sığın ol mevlaya sen
Al abdesin gıl namazın daima kıblaye sen
Hak tala kulunu sınar sen olma sakın asla
Sabur eyle haktan gelen her türlü cefaya sen

Yoksullukta ibadettir eğer sabur eylesen
İncitme hakkın kulunu doğru kelem söyle sen
Uyma şeytanın feline ona nahlet eyle sen
Doğruluk hak kapısıdır baş vurma hileye sen

Beş vakit namaz farz olmuş müslüman olanlara
Gece gündüz zikreyleyip hak yolun bulanlara
günde min sevap yazılır cumayı kılanlara
Şenlik derki kulak versen okunan selaya sen
Allah Kerimdir
Namertlerin kanadıyla
Uçmam Allah Kerimdir
Coşkun suya köprü olsa
Geçmem Allah Kerimdir

Teklif etse yiyebilmem
Namertlerin nanını
Suyu Ab–ı Kevser olsa
İçmem Allah Kerimdir

Ben Şenliğem bir zamanlar
Çok sürdüm zevk-i sefa
Ol Hüdanın emri budur
Koy çekim cevr-i cefa

Bizi yaratan Allah’tır
Hak habibi Mustafa
Emrindeki müntezirem
Şaşırmam Allah Kerimdir.
Aşık Şenlik’in Rus generaline söylediği şiir
Aşık Şenlik’in Rus generaline söylediği şiir

Zurzuna (Çıldır) Sovyetlerin işgalindeyken çevreden halk aşığı Şenlik’in namını duymuşlar. Rus yetkilileri kendi aralarında bir toplantı yaparak Aşığı çağıralım şiir okutmayı karalaştırmışlar. Eğer taraflı olarak Ruslara övgü bir tutum içine girerse cezalandıralım. Türkleri ve Türkiye’yi isterse ödüllendirip serbest bırakalım demişler...

Aşığı davet ederek şiir okumasını istemişler. Aşık Şenlik başlamış okumaya...

Hulusi kalbimden bilsen fikrimi
Men Allah’tan Al Osman’ı isterem
Merhamet sahibi rahmani gani
Nesil Mürsel Hükmü hanı isterim

Süleyman mülkünde ber karar duran
Muhammet vekili makamı nuran
Hıfzının ezberi Ayeti Kuran
Salavatı ol süphanı isterim.

Emri hak yedinden çekilmiş kalem
Varmış bir ettiğim yetişti belam
Hükmünde saltanat mülkünde alem
Divanı şevketi şanı isterim.

Sultan Hamit-Şahım şahlar serveri
Dilinde selavat zikiri ezberi
Kaftan kafa zikri zeminden beri
Hüküm etmeye birce onun isterim

Gam günüdür bu sefil Şenliği’in şadı
Çıkmıyor gönlümden Al-Osman’ın adı
Gitmiş dünyanın lezzeti tadı
Mahşer günü bir mekan isterem

Bu şiir okuduktan sonra da bir bayatı (Segah) ezgi söyler...

Payıdar olma zalim
Yiğide neyler ölüm
İşte boynum Sal kılıç
Doğruyu söyler dilim...

AŞIK “ŞENLİK BABA” NIN ESERLERİNDE PSİKOLOJİK UNSURLAR 
 
Aşık Şenlik 19. asırda Kafkas kültür dairesinde yetişen önemli şahsiyetlerden biridir. Türk kültürüne hizmetleri ve bölgenin istikbaline katkılarından dolayı üzerinde çok yönlü araştırmalar yapılması yeni nesilin görevidir. Bugüne kadar yapılan araştırmalarla hayatı ve eserleri, edebi etkileri, mücadeleci şahsiyeti üzerinde durulmuştur. Ancak tahlile yönelik araştırmalar bu araştırmaları tamamlayacaktır.
Aşık Şenlik, bazı araştırmacılara göre 1848, bazı araştırmacılara göre ise 1850 yılında Çıldır ilçesinin Suhara (Yakınsu) köyünde dünyaya gelmiştir. karapapak boyuna mensuptur. Atalarının Azerbaycan’ın Borçalı Kazak bölgesinden geldiği tahmin edilmektedir. Anasının adı Zeliha, babasının adı Molla Kadir’dir. (Aslan, 1975)
Herhangi bir örgün eğitim kurumuna (medrese) devam etmediği halde yaşadığı dönemin yaygın eğitim imkanlarından yararlanarak kendisini yetiştirmiş olan Şenlik Baba eserlerinde yansıttığı engin kültürü informal olarak kazanmıştır. Eserlerinden anlaşılacağı gibi Aşık Şenliğin yaşadığı çevrede Kafkaslardan gelerek Anadolu’da etkili olan çok zengin bir Halk Kültürü kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşamaktaydı. Şenlik aşık meclislerinde dinlediği bölge aşıklarından, köydeki odalarda yapılan sohbetlerden ve okunan cenk kitaplarından, camide yapılan dini eğitimden üstün zekası sayesinde çok iyi faydalanmıştır. Dini, tarihi ve edebi bilgisini dehasıyla yoğurarak eserlerine yansıtmıştır.
Köy hayatının günlük işleri arasında çobanlık ta yapan Şenlik, 14-15 yaşlarında iken ördek avına gittiği günlerden birinde ikindi vakti daldığı derin uykudan ertesi gün uyandığında söylediği şiirlerle bade içerek “Hak Aşığı” olduğunu ifade etmiştir. “Şenlik” Mahlasını da bu şiirlerde kullanan aşığın asıl adı Hasan’dır. (Erdener, 1960)
 
Bu olaydan sonra Suharalı Hasan çevrede “Aşık şenlik” olarak tanınmaya başlamıştır. Kısa sürede “Hak aşığı” olarak ün salmıştır. Aşıklık alanında görgüsünü ve bilgisini arttırmak üzere o zaman bilinen aşıklardan Hasta Hasan’ın çırağı Aşık Nuri’nin yanına giden Aşık Şenlik orada saz çalmayı öğrenmiştir.  (Aslan, 1975)
Düğünlerde, toplantılarda çalıp söyleyen Şenlik bölgenin en sevilen ve aranan aşıklarından biri olmuştur. Atışmalarıyla, tamamen irticalen söylediği hikaye ve şırleriyle yeteneğini ve gücünü ortaya koymuştur. Şenlik Baba namıyla ün salan aşık günümüze kadar çok sayıda aşık üzerinde etkili olmuştur.
1912 yılında Revan’da yapılan bir yarışmada yenilgiye uğrattığı rakipleri tarafından vadeli zehir verilerek zehirlenen Şenlik en verimli çağında hayata veda etmiştir.  (Kırzığılu, 1942)
Bu tebliğde Aşık Şenliğin Şiir ve hikayelerinden hareketle Kafkas Halk kültürünün Psikolojik boyutlarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Kafkasya bölgesi çeşitli kavimlerin ve boyların harmanlandığı bir coğrafya olarak insan ilişkilerinin sıcaklığı, yoğunluğu ve sertliği bakımından davranış bilimleri açısından incelenmesi gereken bir bölgedir.
Bir milletin hayatında o milletin milli varlığını oluşturan kültürünün özünden birşey kaybetmeksizin geliştirilmesinin önemi büyüktür. Çünkü bir milleti diğer milletlerden ayıran kültür unsurlarıdır. Bunlar milli yapıya bağlı kalmak şartıyla işlenip geliştirilebilir. Değişik ilimlerin değerlendirme ve yorumlarıyla incelenebilir.  (Kurt, 1990)
Kafkas halk kültünün yansıtılması açısından Aşık şenliğin eserlerinin tercih edilmesinin iki sebebi vardır. birincisi; bu eserlerin çok iyi biliniyor almaları, yani halk hafızasında yaşayabilmeleri; ikincisi, Kafkas halk kültürünü çok iyi yansıtıyor almaları.
Bu tebliğde Psikolojik unsurlar olarak; duygular ve güdüler, gelişim ve eğitim, Soyaçekim ve çevre, Kişilik ve uyum ile kişiler arası ilişkiler ele alınmıştır. Tebliğ boyutunda bu sınırlandırma yapılmıştır.
 
Rüya-yı kalemde yattığım yerde
Neçe yüzmin hayal güşuma geldi
Üğbe üğ cismime saldı bir ateş
Sevdiğim salatın düşuma geldi
 
Aynına  geymişti gaflet lüzumu
Kör oluban açmayaydım gözümü
Bir tagayyır keyfte gördüm özümü
O kadar möhübbet hoşuma geldi
 
Şenlik em hakine gettim yüzünen
Bir kelme danıştım şirin sözünen
Hayıt ki bakmadım kıyar gözünen
Sürahi gameti karşıma geldi.
 
Yığılan ahbaplar yaren yoldaşlar
Bir sağalmaz derde düştüm bu gece
Hikmet-i pir ile ab-ı zülalden
Kevser bulağından içtim bu gece
 
Kudret mektebinde verdiler dersi
Zahirde göründü arş ile kürsü
Hıfzımda zapt oldu arabi farşi
Lügat-i imrani  seçtim bu gece
 
Sefil Şenlik haktan buldu kemali
Bu fikirle vasf-ı halin demeli
Bedirlenmiş gördüm güzel cemali
Tagayyır hal oluf şaştım bu gece
 
Ülkemizde milli kültür ürünleri üzerinde Psikolojik tahliller yapma eğilimi son yıllarda görülmeye başlanmıştır. Birçok alanda olduğu gibi Türk aydını bu alanda da yeni yeni bilinçlenmektedir. Yeni nesillerin milli kültür değerlerimize karşı azalan ilgilerinin yeniden arttırılmasında davranış bilimleri açısından yapılacak değerlendirmelerin etkili olacağına inanıyoruz. Tebliğin bu doğrultuda etkili olmasını temenni ediyorum.
Aşık Şenliğin eserlerinde psikolojik unsurların yoğunluğu hikayeleri ve şiirleri dinlerken veya okurken hemen hissedilmektedir. Şenliğin şiirlerini müzik eşliğinde seslendiren aşıkların bölge halkı tarafından tercih edilip aranması bunu kanıtlamaktadır.
Prof. Dr. Ensar Aslan’ın doktara çalışması olarak yayımlanan eserin giriş kısmına almış olduğu dörtlük psikolojik unsurlar açısından yoğunluğu yansıtan tipik bir örnektir.

İster ihtiyar ol ister nevcivan
Bu dünyada baki kalan öğünsün
Meraksız, fikirsiz, gamsız her zaman
Başatan şad olufgülen öğünsün
 
Yukarıdaki dörtlükte Şenlik Baba, yaşlı ve genç her insanın ölümlü olduğunu; insanların her zaman neşeli ve mutlu olmalarının mümkün olmadığını; bunun yanında gam ve kederin insanlar için var olduğunu çok veciz bir şekilde ifade etmiştir. Bu ifadeyi ancak insanı çok iyi bilen biri kullanabilir.
Ölüm düşüncesi yanında mutluluğu arama eğilimini yansıtan bu dörtlük üzerine konferans verilebilir. Ancak biz bu eğilimin temelindeki güdülere değinmekle psikolojik boyutu irdeleyeceğiz. Bireyi biyolojik, sosyal ve psikolojik bir ihtiyaçla ilgili amaçlı bir davranışa yönelten iç etkilere güdü adını veriyoruz. Herhangi bir güdünün engellenmesi veya gereklerinin yerine getirilmesi durumunda bireyde meydana gelen haz ve elem cinsinden intibalara ise duygu adını veriyoruz. Şenlik insan hayatında önemli bir yer tutan duygu ve heyecanları çok yoğun olarak yaşamış; bu duyguları eserlerine yansıtmıştır.
Gel sennen vefadar olah gezme kenar sevdiğim
Gameti camçırah daşı, gaddi fenar sevdiğim
Her hışmın kar etti cana, gazabın yıhdı meni
Dürri yekte kemandarsan, ehli hüner sevdiğim
 
Ela gözlüm meni mecnun eyledin
Humarranıf şerhoş bahma bir yana
Men ezzinem bir yana
Tara zülfün bir yana
Bir od saldın üreğimin başına
Gorhuram ki bir alışa bir yana
Eğer bend olmasam zülfün teline
Baş götürrem bu ölkeden bir yana
Burada hepsine yer veremediğimiz çok sayıda dörtlükte ve mısrada sevgiye geniş yer veren Şenliğin hikayelerinde de ana temalardan biri sevgidir. Hikayelerdeki erkek kahramanlar Latifşah, Sevdakar Şah, Salman Bey kendileri gibi soylu tabakadan kadınlara tutkuyla bağlanmışlardır.
Hikayelerdeki kahramanlar, kendi hayatındaki aşık olma olayına benzer bir olay sonucunda aşık olmakta, sevgililerinin uğrunda zorlu maceralara atılmaktadırlar. Çok iyi bir hikaye müsannifi olan Şenlik olayların geçtiği mekan ve zaman konusunda da duyarlıdır.
Psikoloji biliminin önemli konularından biri olan gelişim ve eğitim süreçleri konusunda da Şenliğin tutarlı tesbitleri vardır. Bir kız çocuğunun ana rahminden başlayıp mezara kadar devam eden gelişim sürecini;
 
Yandaki bir bölümü verilen 14 dörtlükten oluşan şiirinde çok iyi ifade etmiştir.
Şenliğin hikayelerindeki erkek kahramanların doğumlarıyla ilgili olaylara verilen önem ve yetişmeleriyle ilgili tutumlar da ilginçtir. Mesala Latifşah tek başına eğitilmemekte, bir grup aynı yaştaki çocukla birlikte eğitilmektedir. Bu anlayış günümüzde de geçerlidir. Çocuklar başka çocuklarla birlikte bulunduklarında daha kolay eğitilmekte, sosyal yönden daha sağlıklı gelişmektedir.
Hikayelerde çocukların eğitiminden sorumlu olanlara gösterilen saygı da eğitim açısından önemli bir geleneği vurgulaması açısından önemlidir.
Şiirlerinde öğretici unsurlara da çok yer veren Şenlik; davranışlarıyla ve sözleriyle herkesi etkileyebilmiş bir şairimizdir.
Ana rahminden dünyaya gelende
Yeni tıfıllanır taze kız olur
Üç yaşından beş yaşına varanda
Goyma gomşulara o bir söz olur
 
Gözel olan beş yaşında öğülür
Yedisinde gonca gülden sayılır
Sekizinde hilal kaşlar eğilir
Vechi bedirlenir, humar göz olur.
 
Onbeşinde likap altta beslenir
Onaltıda adı şanı seslenir
Onyedide elçi gelir istenir
Mezat bulur müşterisi yüz olur.
 
Kırküçünde gizli söyler sırrını
Kırkbeşinde gözden salar erini
Ellisinde “nene” diyer torunu
Toylar mutfağında hep aşbaz olur
 
 
Yetmişüçde zeher olar yemeği
Yetmişbeşte gözden çıhar emeği
Sekseninde geyer keten köğneği
Donu çitten eğinceği bez olur.
 
Doksanbeşte Şenlik söyler sözleri
Yüz yaşında çıkar kuzu dişleri
Baş yastığı olur ocak taşları
Tüstü değer, var endamı his olur.
 
Manasız mantıksız sözü bilmenin faydası ne
Az anlayıp çok söyleyip gülmenin faydası ne
İtibar dediğin elde bir muhalif şişedir
Beyhude kaldırıf taşa çalmanın faydası ne
 
Bilde tekbir gabul olmaz niyazı mağfirete
Galbe tastik eşlemektir sıdk ile itikata
Ab-ı umman kenarında baş eğip ibadete
Turabtan teyemmüm alıp gılmanın faydası ne
Biçare pervane bilmez kasti sitem olanı
Garazı gazzap şamına başı candan dolanı
İste seni isteyeni tanı gadir bileni
Hürmetsiz teklifsiz yere gelmenin faydası ne
 
İlacı namümkün olur başa gelen gaderin
Haşre dek acısı gitmez ihtiyacı kederin
El içinde şöhret bulan şerafetli pederin
Mülkünde nahalef evlat kalmanın faydası na
 
Sefil Şenlik aşk ucundan düşüp gaflet habına
Derinununde mülheza-yı derç eyler hesabına
Reyis-i nadan sefine düşer gam girdabına
Dalgası şaşkın deryaya dalmanın faydası ne
 
 
 
Seyragıfıbu mecliste görende
Başına bir tufan tutmak isterem
Ya onu bu yerden sürgün eyleyin
Ya men bu diyardan itmek isterem
 
Bel bağlama aslı hariç olana
Yaman günde seni verer talana
Men sarrafam lal kadrini bilene
Aşgın metahını satmak isterem
 
Sefil Şenlik eserlenip duranda
Hakkın ismi ezber oluf Guran da
Aşkın ülüzgarı  manga vuranda
Şeyda bülbül kimi ötmeh isterem
 
Bir köy düğününde Aşık Kılıçcı Mustafaya söylediği sözleri incelediğimiz zaman çok sinirli olmasına rağmen hicvetme konusunda ne kadar güçlü olduğunu görmek mümkündür.
Ey aşık düşün sözünü seni müşkül hal eylerem
Gurudur nutku nefesin elfazını lal eylerem
Min tümenlik fiyetini endirer bir pul eylerem
El içinde itkin salar meskenini çöl eylerem.
 
Mademki dilin lal imiş ne üçün alıfsan sazı
Derununda dere eyleyip düşünüp deseydin sözü
Özünü bilmez bedasıl cismime salıfsan közü
Ustadıma tan edenin hemişe garadı yüzü
 
Baharda tüyün dökende benzersen bir gırhıh taya
Akrep olsan esma ohur döndererem tosbağaya
Gul Şenlik’in bu töhmeti dohunsa dağı eridir
Zebun kestenkele kimi süysününü gıl eylerem
 

 

 

 


 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol